Vergi İdaresi ve Denetimden Kaynaklanan Nedenler
Türk vergi sisteminin geçmişi uzun yıllara dayanmamaktadır. Çok sayıda vergi mükellefi vergi incelemesinin içeriği hakkında hiçbir bilgiye vakıf değildir. Genellikle planlı olmayan incelemeye kapsamında olan mükellefler ise incelemeye bir ihbarın sebep olduğunu düşünmektedir. Bunun nedeni ise mükelleflerin vergi incelemesi konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, vergi inceleme oranının yetersizliği ve yapılan çalışmaların kamuoyuna yeterince anlatılmamasıdır. Etkin bir vergi denetimi mükelleflerin gelirlerini kayıt dışına çıkarma cesaretini ortadan kaldıracaktır.
Türkiye’de Vergi Denetimi Nasıl Gelişmiştir?
2011 yılı Temmuz ayından önce ülkemizde vergi denetiminde çok başlılık hakimdi. Bu süreçte Maliye Teftiş Kuruluna bağlı Maliye Müfettişleri, Hesap Uzmanları Kuruluna bağlı Hesap Uzmanları, Gelirler Kontrolörleri Başkanlığına bağlı çalışan Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenleri denetim faaliyetini sürdürmekte idi. Fakat 10 Temmuz 2011’de yayınlanan 646 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname)’ya göre bu bahsi geçen denetim birimleri, doğrudan Maliye Bakanına bağlı olarak görev yapmaya başlamıştır. Böylece vergi denetiminin tek çatı altında toplanması amaçlanmıştır. İlerleyen bölümlerde Vergi Denetim Kurulunun yapısına değinilecektir.
Ekonomik Nedenler
Milli gelirin ülke içerisinde bireyler ve işletmeler arasında eşit dağıtılmaması kayıt dışı ekonominin önemli sebeplerinden birini oluşturmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde özellikle orta gelir tuzağının varlığı; kayıt dışı ekonomiyi teşkil eden unsurların başında gelmektedir. Bu olay sıklıkla kurumsallaşma olmayan küçük aile şirketlerinde yaşanmaktadır. Ne yazık ki küçük şirketler, büyük şirketlerle rekabet edebilmek için vergiden kaçırma oluna gitmektedir. Bu şirketlerde kurumsallaşma seviyesi düşük olduğundan; denetim ve belge düzeni neredeyse yoktur. Dolayısıyla, vergi kaçakçılığında eğilim görülmektedir. Aynı zamanda, gelir dağılımındaki adaletsizlik küçük yaştaki çocukların kayıtsız olarak çalışmalarına sebep olmaktadır. İşlemlerin kayıt dışı tutulması nedeniyle vergi kaçaklarında artış olmaktadır.
Siyasi Sebepler
Ekonomide zamana bağlı olarak iniş ve çıkışlar yaşanmaktadır. Bu çalkantı dönemlerinde vergileme, ekonomiye hâkim sermaye sahiplerinin baskılarından etkilenmektedir. Özellikle gelir etkisi yönünden bakıldığında; devlet gelir toplamada zorlandığı dönemlerde vergi oranlarında oynama, af yasası çıkartarak tahsilâtı artırma gibi politikalar güder. Politikalar belirlenirken de bu gelirlerin alınacağı ticari kurum ve kuruluşların baskıları etken rol oynayacaktır. Vergi politikalarının ana çatısını oluşturan hükümetlerin ekonomik anlayışı bu baskıcı gruplarla kuracakları iletişimi etkileyecektir.
Sermaye sahipleri bu politikalardan en az zararla çıkmak isteyecektir. Malî açıkları son kullanıcılara yansıtılan dolaylı vergilerle finanse edilerek kendi ödeyecekleri doğrudan vergileri azaltmak isteyeceklerdir. Söz konusu bu etki, ticaret erbabının siyaseti etkilemesi durumu olarak bilinmektedir.
Yukarıda sayılanların dışında; birde hükümetlerin yapacağı tüketim ve yatırım harcamalarına bağlı olarak gereksinim duydukları gelirleri elde etmek için uygulayacakları politikalar KE’de rol oynayacaktır. Özellikle kriz dönemlerinde ekonomide gelir gider dengesinin sağlanması için çok tercih edilen bir uygulamadır. Seçim dönemlerinde uygulanan vergi politikaları daha esnek bir yapıdadır. Yatırım harcamalarındaki artışın telafi edilmesi, siyasî iktidarın seçim sonrası oluşturacağı politikalarla belirlenecektir. Bu politikaların sonucunda kayıt dışı istihdam ve üretim oluşacaktır.
Türkiye’nin idarî yapısına bağlı olarak; çeşitli dönemlerde koalisyon hükümetleri kurulmuştur. Birkaç partiden oluşan bu hükümetlerde siyasî düşünceler değişiklik göstermiştir. Buna bağlı olarak gelir politikaları da karmaşık bir hal almış ve uygulama sonucu ekonomiye kayıt dışı bir etkileri olmuştur.